13 Aralık 2010 Pazartesi

Noel Baba Duy Sesimi

 2010'dan her anlamda nefret ettim o yüzden yepyeni, umutlarla dolu 2011'in gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum. 2011'de kendimde olmasını istediğm değişiklikler :
 1) Daha düzenli olmak.Odamın sadece yılda 5 gün değil en azından ayda 5 gün toplu olduğunu görmek :)
 2) Daha çalışkan olmak daha planlı ders çalışabilmek.
 3) Daha düzenli yemek yemek. Sağlıklı bir yemek sistemini oturtabilmek.
 4)  Spora daha çok zaman ayırmak ve daha fit bir vücuda sahip olmak..

  2011'den istediklerim neler ;
1) Öncelikle ve öncelikle en önemlisi kendime yakışan, emekli olana kadar mutlulukla çalışabileceğim bir iş sahibi olmak. Gönlümden geçen yerler var ama bunu kendime saklıycam bu sefer !!!
2)Aile üyelerimin sağlık sorunları yaşamamaları ..
3)Maddiyat ise çok önemli değil ilk isteğim gerçekleşirse maddi olarak daha rahat olabilirim ama şu anda önceliğim iş ve mutluluk ve sağlık sorunlarının olmadığı bir yıl.
4)Gezi planlarım arasında da çok gitmek istediğim 2 yer var oralara da gitsem çok süper bir yıl olur :) 
Artık ama 2010 dan o kadar bıktım ki bir an önce gitsin:) 

   

12 Aralık 2010 Pazar

Yılbaşı = İndirim

 Yılbaşı benim için yeni umutları temsil etse de aynı zamanda da mağazalarda da indirimin habercisi oluyor aralık ayı. Bütün mağazalar ya indirimli satışlara başladılar ya da ilerleyen günlerde başlayacaklar. Salı günü indirimi  merakla beklenen Mango'da da indirim dönemi başlayacak :) Hepimize hayırlı uğurlu olsun!!!

 

25 Kasım 2010 Perşembe

Laduree

 Ve makaron sevenlere müjde!!! İstanbul Bebek'te artık laduree var. Bu aralar gitmedim İstanbul'a ancak bu haber beni inanılmaz mutlu etti, gittikçe bu müthiş tatla buluşabilirim. Peki Laduree'nin diğer makaronculardan ne farkı var? Öncelikle geçmişi Paris'te 1862 yılında açılan bir pastane.20 çeşit makaronu var ve tabi ki bütün dünyaya yayılan lezzetinden kaynaklanan ünü var.Bir de ün kaynağı da makaronların lezzetine ek olarak kutuları. Kutularda görsel olarak inanılmaz. İstanbul'da 12 Kasım'da açılacağı duyuruldu ancak gümrükten makaronlar çıkarken bir sorun oluştuğu için açılışı daha sonra yapıldı. 
 Ben Ankara'da oturuyorum Ankara'da canım çektikçe Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki Oğuz Uzun'dan alıyorum. Onlar da çok lezzetli  tek dezavantajı çok fazla çeşit yok onun dıında her şeyi başarılı.
 Laduree sevenler bilir dizilerde, son dönemde özellikle Gossip Girl'de bu makaronlardan inanılmaz tüketiliyor.Adeta son dönemde firmanın gönüllü Pr'ını yürütütor dizi. Ankara'da da en kısa zamanda subeleşmesini ya da İstanbul' a taşınmamı temenni ederek bu postu sonlandırıyorum.. Resimlere bakarken ağzınızın suyuna dikkat :)






 

24 Eylül 2010 Cuma

Topuklu ayakkabı ve ilişkiler

 Son araştırmalara göre erkekler topuklu ayakkabı ile düz ayakkabı giyen kadınlar arasındaki farkı anlayamıyorlarmış. Gazetelerde bu haber kadınlar fuzuli yere topuklu ayakkabı giyerek işkence çekti olarak yer buldu. Bu saptamaya bütün kadınlar güler; çünkü topuklu ayakkabıyı erkekler fark etsinden ziyade kendini daha sexy hissetmek, elbiseyi tamamlamak, daha uzun, daha ince gözükmek gibi karşı cinsle alakası olmayan tamamen kendimizle ilgili sebeplerden dolayı giyiyoruz.
 Ama şuna katılıyorum erkekler kadınların üzerinde neredeyse 1 gün çalıştıkları detayları fark etmiyorlar. Kendi kıyafetlerinde çok fazla çeşit olmadığı için kadınların detaycı özelliklerinden kaynaklanan ayak parmağındaki ojeyle küpenin uyumu gibi aşırı detaylara takılmazlarve fark etmezler. Kadınlar da genelde buluşmadan sonra ' ya o kadar hazırlandım ama hiçbir şeyimi fark etmedi.' diye arkadaşlarına dert yanarlar .Bu düzen dünyanın her yerinde böyledir ve böyle de devam edecek :) 
  Peki babetler çok mu çirkin? Hayır babetlerde son dönemde oldukça parladı. Özellikle son zamanda Marc Jacobs'ın rengarenk babetleri  Vivienne Westwood'un rahat tasarımları Vivienne Westwood, Melissa ortak tasarımı plastik babetler oldukça revaçta.
Melissa'dan Melissa beğen
  
  Benim de babette son dönemdeki favorim  Melissa'lar. Topukluları da inanımaz şirin ve en önemlisi çok rahat. İnternet sitelerinde çok fazla sahtesi var yalnız dikkat edin. Olmayan renk kombinlerini satıcılar kendileri yapmış ve satıyorlar .Güvendiğiniz bir siteden almanızı ve almadan önce official siteden o ürünün olup olmadığını kontrol etmenizi öneririm.

22 Eylül 2010 Çarşamba

New York Moda Haftası

 New York Moda Haftası'nın bu dönemi  de 9-16 Eylül tarihleri arasında yapıldı. Diane Von Furstenberg, Marc Jacobs, Ralph Lauren, Marchesa, Carolina Herrera, Michael Kors, Bcbg Max Azria, Herve Leger, Donna Karan, Monique Lhuillier, Victoria Beckham, Lacoste, Christian Siriano defileleri olan bazı tasarımcı ve markalardı.Bu seneye kadar  Vogue Dergisi’nin de içinde olduğu Conde Nast binasının yakınındaki Bryant Park’ta kurulan bir büyük çadırda yapılırdı. Ancak bu yıl Lincoln Center’da gerçekleşti defileler. Defileler çok etki yarattı mı diye düşünürsek cevap hayır olabilir. Diane Von Furstenberg' de desenlerin karışımı göze çarptı.Marc Jacobs rengarenkti her zamanki gibi.Bizim için önemli bir diğer noktada Christian Siriano defilesinde Tuğçe Kazaz çıktı ve yabancı basından takip edebildiğim kadarıyla da çok beğenilmiş.Zaten gerek boyu gerekse ölçüleriyle Türkiye'deki mankenlerin çok ötesinde olan Tuğçe 'ye tebrikler.
  
 Bir parantez de Victoria Beckham 'a açılabilir.Victoria,artık moda çevreleri tarafından kabul görmeye başlamanın mutluluğunu yaşıyor.
   

Tam Victoria tarzı değil mi sizce de?
   
Bence bu kolesiyonlar insana ilham vermiyor ancak bakınca kıyafetlere evet işte bu Victoria tarzı diyebiliyor insan.
Daha sonra  gerçekleşecek olan  Milano Moda Haftası'nı ise sabırsızlıkla bekliyorum.


19 Eylül 2010 Pazar

İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Lougeları

Geçen hafta İstanbul'dan yurtdışına çıkarken Atatürk Havalimanına erken gitmem sebebiyle pasaport kontrolünden geçtikten sonra öldürmem gereken zamanım olduğunu farkettim. Yarım saat kadar duty free de gezdikten sonra Dış hatlar terminalinin seyahat eden kişilere sunduğu güzellikler aklıma geldi ve bankaların loungelarını test ediyim dedim. İlk olarak Akbank'ın sağladığı Wings Lounge a gittim. Wings kartınız varsa bu lounge a giriş ücretsiz, yanınızda bir misafiriniz de 17TL ye sizinle girebiliyor.
Lounge genelde bej temayla tasarlanmış ve insana bir rahatlık hissi veriyor. Toplamda yaklaşık 50 kişiye hizmet edebilecek kapasitede. Rahat koltukların yanı sınra sağ tarafta kısmen gözüken bar tarzı koltuklar da mevcut. Lounge ın içinde çocukların oynaması için küçük bir alan, masaj koltukları, içinde yazıcısı da bulunan bir bilgisayar odası da mevcut. Bunların dışında ikram kısıtlı ancak yeterli denilebilir. 
Bir kaç çeşit sandviç ve kahvaltılıkların dışında sol tarafta içki barı mevcut. Gün içinde zaman ilerledikçe kahvaltılıklar yerini kuru pasta / börek tarzi yiyeceklere bırakıyor. Demleme çay ve çeşitli sallama çay seçeneklerinin yanında meyve suları da sizi bekliyor. İçki seçenekleri ise tatminkar. Birkaç çeşit viski, rakı, vodka ve cin&tonik'in yanında çeşitli biralar da size sunulmuş durumda. 

Wings Lounge'dan çıktıktan sonra bir de yukarı kattaki, İşBankası'nın işlettiği Millenium Lounge'a giriş yaptım. Söylemem gerekir ki Wings Lounge'daki kredi kartı sahiplerinin kullanımına göre yapılmış olan seçkinlik burada yoktu. Çünkü bu lounge'a çeşitli havayollarnın müşterileri de girebiliyor. Tabii bu da Lounge'un Wings Lounge'dan çok daha büyük olmasını yanında getiriyor.

Daha büyük olması beraberinde çok daha fazla yiyecek içecek seçeneğini beklenildiği gibi getirmiyor açıkcası. Bunun yanında bir de durmadan giren çıkan insanların fazlalığı olunca rahatlamak yerine durmadan bagıran çağıran çocukların seslerini dinleme zorunluluğu oluşuyor. Yiyecek & İçeçek Barı daha büyük olmasına rağmen seçenekler yine sınırlı.


Wings Lounge'daki gibi burda da bilgisayar odası, televizyonlar ve uçuş bilgilerini gösteren imkanlar mevcut. Ancak Lounge'un büyüklüğü ve kalabalıklığı onu ve Lounge'u kullanan kişileri 'exclusive' olmaktan çıkarıyor. Yani bu durumda ben oyumu Axess Wings Lounge'a veriyorum. İşBankası Milennium Lounge'un bir avantajı, yanınızdaki bir misafirinizi, herhangi bir İşBankası kredi kartı kullanarak (Ben İş'te Üniversiteli kartımla girdim) ücretsiz olarak yanınızda içeri sokabilmeniz. Bunun dışında seçimim ileride kesinlikle Wings Lounge olacak.

16 Eylül 2010 Perşembe

Turkey v. ABD Dünya Basketbol Şampiyonası Final Maçı

Selamlar, bu Orange olarak bloga ilk yazım. İlkler her zaman önemli olduğu için bende önemli bir olay hakkında yazmak istedim. Pazar günü sabah saat 8 gibi oyumu kullanıp İstanbul'a doğru yola çıktım. Bayramdan sonraki ilk gün ve referandum günü olması nedeniyle otobanda ciddi bir trafik sıkışıklığı vardı. Öyle ki 4 saatlik yolu 6.5 saatte ancak alabildik. 

Ama salona geldiğimiz zaman yol yorgunluğunun yerini heyecan almıştı. Bizim maçımızdan önce Litvanya Sırbistan maçını izleme şansımız oldu. Litvanya bizim bir gün önce son saniyede yendiğimiz Sırbistanı daha rahat ve kolay bir şekilde 99-88 yenerek Dünya üçüncüsü olmayı başarmıştı. Bu maçtan sonra bizim maçımız için yerlerimizi aldık ve Amerika Birleşik Devletlerinin ısınmak için sahaya çıkmasıyla şölen başlamış oldu.

Çeşitli protestolar eşliğinde ısınmayı sürdüren ABD'den sonra Türkiye sahaya çıkınca salon tam anlamıyla yıkıldı. Bundan sonra iki takım da ısınmayı sürdürdü ve maç heyecanla başladı. 


Önceki maçlarda olduğu gibi shooting guard ımızı rakip takımın point guardına verdik ama çok etkili olduğumuz söylenemez çünkü Amerika 2 point guardla maça başladı ve maçın nerdeyse tümünü bu şekilde götürdü. Böylece zaten hali hazırda çok yetenekli olan takım bizden üstün olarak maça başladı. Kevin Durant'ın inanılmaz verimli ve durdurulamaz oyunu da maça damga vurunca yapacağımız şeyler sınırlanmış oldu. İlk çeyrekte müthiş oynayan Hidayet'de dizinden sakatlanınca maçdaki şansımız iyice azaldı, ve Amerika 3. periyotta yaptığı 8-0 lık başlangıçla maçı kopardı ve Dünya Şampiyonu olmayı başardı. 


Bu bilgilerin dışında bir parantez de seyirciye açmak lazım diye düşünüyorum. İstanbul seyircisi bir gün önceki Sırbistan maçından çok daha verimli bir kattı sağladı 12 Dev Adam'a. Çarşı grubundan gelen bir grup taraftar da salonun geneline etki edince taraftarlar neredeyse tüm maç susmadan ABD'yi etki almaya çalıştı ama sonuca etki edemedi. Yine de 2. lik inanılmaz bir başarı olarak Türk Spor tarihinde yerini aldı. 

15 Eylül 2010 Çarşamba

LADY GAGA

 Lady Gaga'nın şarkılarına bayılmama ve modada sürekli kendini geliştirmenin önemli olduğuna inanmama rağmen  bu antrikot!!! odaklı elbiseyi iğrenç buldum her açıdan. Zaten bu elbiseyi giymeden önce Japonya'da yayımlanan Vogue dergisinin kapağı için yapılan The Naked Truth konseptli stylingde de et konsepti kullanılmıştı. Önceleri Alexander McQueen imzalı futuristik kıyafetler giyen Lady Gaga ayakkbılar ve aksesuarlarla kıyafetleri çok ilginç hale getiriyordu. Bu hayal gücü beni büyülüyordu.Ancak bu Mtv törenindeki elbiseyi çok itici buldum. Sizin fikriniz nedir?


Lady Gaga The Naked Truth

Mtv törenindeki meşhur elbise

Elbisenin arkası

  

9 Eylül 2010 Perşembe

İyi Bayramlar

Herkesin bayramını kutluyorum ..Sevdiklerinizle beraber sağlıkla nice bayramlara...

3 Eylül 2010 Cuma

Günseli Türkay İFW

İstanbul Fashion Week'de en beğendiğim tasarımlar Günseli Türkay'a ait tasarımlar oldu. Özellikle Deniz Berdan'ın giyilebilir aksesuar elbise diye tanımladığı elbisesi bence Fashion Week'in en akılda kalıcı tasarımıydı. Taytlar, aksesuarlar, makyaj her şeyiyle büyüleciydi.

Giyilebilir aksesuar elbise:)






Deniz Berdan tasarımı aksesuarlar inanılmaz:)

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Body Shop İndirimi

Benim her yıl 4 gözle beklediğim Body Shop'ın makyaj ürünleri indirimi bu sene başladı. İndirim 2 al 1 öde şeklinde ve fırçaları da kapsıyor. Kaçırmamanızı öneririm!!!

28 Ağustos 2010 Cumartesi

BMW

Bmw, reklamlarını en çok beğendiğim firmalardan birisi. Yurtdışında rakip firmanın adı kullanılarak da kampanya yürütülebildiği için daha yaratıcı kampanyalar ortaya çıkabiliyor. Ancak ülkemizde de gazete ilanlar ve kampanyalar mükemmel. İnternetten son yıllara ait kampanya ve ürün afişlerinden bazılarını derledim. Bir gün bir Bmw sahibi olmam dileğiyle resimlere geçiyorum :)

The ultimate attraction:)

                                                        Love & hate Bmw motors :)
Bmw motors:)

Bmw M5 :)
You can describe anything except driving pleasure :)


En beğendiklerimden birisi:) Introduce your heart to your throat  !








                                                        Gerçekten de tutku :)

Trabzonspor - Liverpool

Haftaiçi maçı izlemek için Trabzon'daydım. Şehir her şeyiyle karşılaşmaya konsantre olmuştu diyebiliriz. Herkes, 7'den 70'e formalarıyla sokakta geziyor takımına destek veriyordu. Maç günü gelip çattığında ise herkes maçı konuşuyor, 76 yılında olan olay tekrar olur mu sorusuna cevap arıyordu. Ben de Orange!! ile maça gittim statta inanılmaz bir atmosfer vardı.Her şey müthişken attığımız golle daha da umutlandık. Sonunda olmadı ama gene de umut verdi  böyle oynarsak her maç ligde yenemeyeceğimiz takım yok.Trabzonspor en güçlü şampiyonluk adayı bence..


Liverpool Trabzon'a iniyor:)


Şehrin dört bir yanına asılmıştı bunlar.

Artık stada yolculuk zamanı

Son hazırlıklar artık ...Heyecan dorukta:)
Maç başlarken:)
 90 dakika yağan yağmura rağmen susmayan taraftara tur hediye edilseydi süper olurdu ama umut verici futboldan dolayı herkeste buruk bir sevinç vardı maç sonunda..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...