28 Haziran 2011 Salı

Firenze!

Günlerden bir gün ben ve Purple ne yesek ne yesek diye düşünürken şans eseri Firenze'yle karşılaştık. Firenze Ankara'nın lüks sitelerinden Parkoran'ın içine açılan yeni İtalyan restoranı. Denemeye karar verdik ve iyi ki de vermişiz! İlk izlenimimiz menünün fiziksel olarak biraz kalitesiz olması nedeniyle negatif oldu. Acaba yine o güzel görünümlü ancak kalitesiz İtalyan restoranlarından birine mi geldik diye düşünmedik değil...Ancak yemeklerin kusursuz olması tereddütlerimizin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koydu. 


İlk olarak ortaya İtalyan restoranlarının vazgeçilmezi zeytinyağı ve yanına ilginç tatlarda iki farklı kuver geldi. Bunlar domates salçasına benzer bir paste ve zeytindi. Firenze'nin kaliteli bir restoran olmasının ilk habercisi zeytinyağı'nın içine parmesan peyniri isteyip istemediğimizin sorulmasıyla anlaşıldı. Normalde bu tip bir hareket sadece İtalya'daki restoranlardan beklenir. 
Purple çok aç olmadığı için aslında bir başlangıç olan Bruschetta tercihi yaptı, ben ise ilginç bir kombinasyon olarak gördüğüm Brüsel lahanalı ve karidesi Gnocchi istedim. Fotoğraftan da anlaşılacağı gibi Bruschetta 4 farklı biçimde geldi ve herbiri birbirinden lezzetliydi.
Brüksel lahanası ve karidesin uyumu mükemmel olmasa da farklı bir lezzet olarak nitelendirilebilirliği benim seçtiğim yemeği lezzet olarak Bruschettadan bir seviye aşağısına koyuyor. Ancak hiç bir zaman kötü denilemez.

Yemeğin sürprizi ikram edilen çayla servis edilen ve ayrıca hesabı istediğinizde kutunun içinden çıkan makaronlar oldu. Makaronların Firenze tarafından yapıldığını düşünüyoruz çünkü ismin yanında 'Patisserie' ibaresi bulunuyor. 
Fiyatlar lüks bir İtalyan restoranına göre normal olarak karşılansa da Ankara standartlarında yüksek olarak kabul edilebilir. Ancak lezzet fiyatların yüksekliğini kapatmaya yetecek düzeyde! 

8 Haziran 2011 Çarşamba

KPSS KPSS KPSS

 Neden hiç post yazmadığımı merak edenler varsa aranızda cevabı çok basit KPSS :) Hayatını en çok ne zehir ediyor diye sorarsanız da cevabı aynı. O yüzden son 2- 3 haftadan beri ciddi bir kamp sürecindeyim. Sürekli bişeler okuyorum, çözüyorum vs sürekli bir okuma, çözme halindeyim, bu yüzden bloga hiç ama hiç bakamıyorum. Bugün Kpss için ne yaptın? sorusuna cevap arıyorum her gün :)

 1 yıl süren özel sektör sevdasının ardından ne varsa kamuda var dedim ve yüzümü KPSS'ye döndüm. Umarım bu dönüşten olumlu sonuç alırım. Eğer aranızda bu sınavla ilgili bana soru sormak isteyen olursa memnuniyetle cevaplarım, çünkü baya bir uzmanlaştığıma inanıyorum sınavla ilgili. Hangi ders hangi kitaptan, hangi kitap çakma Öss sorularından oluşuyor Kpss ile ilgisi yok vs, bilgimin iyi olduğunu düşünüyorum bu alanda. Dilediğiniz şeyleri sorabilirsiniz :))

Eğer aranızda sınava girecek olan varsa son 1 ayda çok şey başarabiliriz diyorum:)))



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...