Selamlar, bu Orange olarak bloga ilk yazım. İlkler her zaman önemli olduğu için bende önemli bir olay hakkında yazmak istedim. Pazar günü sabah saat 8 gibi oyumu kullanıp İstanbul'a doğru yola çıktım. Bayramdan sonraki ilk gün ve referandum günü olması nedeniyle otobanda ciddi bir trafik sıkışıklığı vardı. Öyle ki 4 saatlik yolu 6.5 saatte ancak alabildik.
Ama salona geldiğimiz zaman yol yorgunluğunun yerini heyecan almıştı. Bizim maçımızdan önce Litvanya Sırbistan maçını izleme şansımız oldu. Litvanya bizim bir gün önce son saniyede yendiğimiz Sırbistanı daha rahat ve kolay bir şekilde 99-88 yenerek Dünya üçüncüsü olmayı başarmıştı. Bu maçtan sonra bizim maçımız için yerlerimizi aldık ve Amerika Birleşik Devletlerinin ısınmak için sahaya çıkmasıyla şölen başlamış oldu.
Çeşitli protestolar eşliğinde ısınmayı sürdüren ABD'den sonra Türkiye sahaya çıkınca salon tam anlamıyla yıkıldı. Bundan sonra iki takım da ısınmayı sürdürdü ve maç heyecanla başladı.
Önceki maçlarda olduğu gibi shooting guard ımızı rakip takımın point guardına verdik ama çok etkili olduğumuz söylenemez çünkü Amerika 2 point guardla maça başladı ve maçın nerdeyse tümünü bu şekilde götürdü. Böylece zaten hali hazırda çok yetenekli olan takım bizden üstün olarak maça başladı. Kevin Durant'ın inanılmaz verimli ve durdurulamaz oyunu da maça damga vurunca yapacağımız şeyler sınırlanmış oldu. İlk çeyrekte müthiş oynayan Hidayet'de dizinden sakatlanınca maçdaki şansımız iyice azaldı, ve Amerika 3. periyotta yaptığı 8-0 lık başlangıçla maçı kopardı ve Dünya Şampiyonu olmayı başardı.
Bu bilgilerin dışında bir parantez de seyirciye açmak lazım diye düşünüyorum. İstanbul seyircisi bir gün önceki Sırbistan maçından çok daha verimli bir kattı sağladı 12 Dev Adam'a. Çarşı grubundan gelen bir grup taraftar da salonun geneline etki edince taraftarlar neredeyse tüm maç susmadan ABD'yi etki almaya çalıştı ama sonuca etki edemedi. Yine de 2. lik inanılmaz bir başarı olarak Türk Spor tarihinde yerini aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder